Avustralyalı Türk Öğretmen, Çanakkale’deki Türk Askerleri İçin Saygı Duruşu İstiyor
ABC News, Avustralyalı Türk öğretmen ve şair Hale Işıl Coşar’ın çok özel hikayesine yer verdi.
Avustralya’ya 3 yaşındayken ailesiyle göçmen olarak geldi. 1983 yılında okulunda Anzak Töreni’nde Çanakkale’de şehit düşen Türk askerleri için de fazladan 1 dakika saygı duruşunda bulunmak istiyordu, zira savaşta 141,000 müttefik askeri hayatını kaybetmişken, Osmanlı tarafının kayıpları 251,000’den fazlaydı.
Hale Işıl Coşar’ın niyeti saygısızlık etmek değildi, sadece iki kat saygı göstermek istiyordu.
Fakat genç bir öğrenciyken isteğini seslendiremedi, çünkü o zamanlar duygularını anlatmak için İngilizcesi yeterli değildi.
Fakat hayal ettiği gibi büyüyüp bir öğretmen oldu ve diğer saygı duruşu hayalini de gerçekleştirdi: Protokoller ve politika yüzünden çalıştığı her okulda yapamamış olsa da, öğretmenlik yaptığı bazı okullarda müdürün de desteğiyle öğrencileri 2 dakika saygı duruşunda bulundu.
“Çoğu Avustralyalı için olduğu gibi benim için Anzak mirası, dostluk, sadakat ve direnmek anlamına geliyor. Her iki kültürümde de birbirine benzer birçok değer var.”
“Türk ve Avustralya askerleri, savaşmadıkları zaman arkadaştılar. Orada olmak, birbirlerini öldürmek istemiyorlardı.”
“Yine de işlerini yapmak zorundaydılar. Bir şeyi yapmak zorundaysak, vazgeçmeyiz.”
“Tarih, tek taraflı değildir”
Hale Işıl Coşar, “Öğrencilerime sorgulayıcı düşünmeyi öğretmeye çalışıyorum: Tarih tek taraflı değildir.”
Coşar’ın Çanakkale Savaşı’yla ilgili kişisel bir bağı da var.
Coşar, “Çanakkale, büyük büyükannemin ilk eşini almış. İkinci eşi olan büyük büyükbabam, Çanakkale’den küçük köyümüze diğer hayatta kalan adamlarla geri döndüğünde, büyük büyük annemin iki oğlu varmış. Birlikte iki oğulları daha olmuş. Şimdi büyük büyükannemden iki harika aile kolumuz var. Benim ailem Çanakkale’den hayatta kalanlar” diyor.
İki Ülke Arasında
Coşar, her ikisi de öğretmen olan anne babasıyla o 3 yaşındayken Avustralya’ya gelmiş.
Coşar, Türkiye’ye gidip gelerek iki dilli ve kültürlü olarak yetişmiş.
“Ailemin komik kuralları vardı. Avustralya’da iken evde İngilizce konuşmamız yasaktı, Türkiye’de iken ise evde Türkçe konuşmamız yasaktı.”
“Kardeşimle o zaman bunu anlamazdık, fakat şimdi şükran duyuyoruz çünkü her iki ülkeye ve kültüre de aidiz.”
Coşar, geçen yıl ilk şiir kitabı olan Hijabi in Jeans (Kot Pantalonlu Başörtülü)’yü yayımladı. Coşar, kitabında iki kültürlü dünyasının ikilemlerini, zorluklarını ve avantajlarını dile getiriyor.
I will not apologise
for loving two lands
for my two hearts
two tongues
two brains
I will not apologise
for my hijab
or jeans
I am a hijabi in jeans
Bütün Savaşları Bitirmek İçin
Anzac Ceremony 1983 şiiri, 1’nci Dünya Savaşı’nın sona erişinin 100’ncü yılı anısına basılan To End All Wars isimli yeni bir modern Avustralya şiiri antolojisinde yeniden yayımlandı.
She wants to ask for another minute
For the Turkish soldiers
But dares not
Lizzy already teased her about killing Mel Gibson in the movie
‘Gallipoli’
‘a treat’ the deputy had said ‘for Anzac Day!’
For many years after she will think ‘a treat’ is something bitter
As Cosar says in her poem, she felt sad for the Anzac boys but couldn’t help wondering:
what the hell they were doing on the other side of the world…
messing with mum and dad’s land
just to look good for England.
Coşar, “Her bir tartışmanın, her bir çatışmanın iki tarafı vardır. Eğer öğrencilerimin “düşman” kelimesini yeniden düşünmelerini sağlayabilirsem, işimi iyi yapmaya başlıyorum demektir” diye konuşuyor.